GEÇİM SEÇİMİ DEĞİL BU, VAROLMA SEÇİMİ.

Bu seçim geçim meselesi olmaktan çıktı!

ABD başkanı “muhalefete destek olacağız” diyor.

PKK’nın elebaşları da aynı fikirde; Cumhur ittifakını bitiremezsek biz biteceğiz diyorlar.

Fetö, Cumhur ittifakını iktidardan indirmek için olanca gücüyle çalışıyor. Hapishanelerdeki 15 Temmuz darbe girişimi tutuklularına “14 Mayıs seçimini bekleyin hepiniz özgürlüğe kavuşacaksınız” mesajını gönderiyor.

HDP, namı diğer Yeşilsol Parti de seçmenlerine “CHP ile anlaştık seçimden sonra Apo’ya ve Demirtaş’a özgürlüğü getireceğiz” diyor.

Avrupa ülkeleri de açıktan, gizleme-saklama derdine düşmeksizin muhalefete destek veriyor. Sebebi de şuymuş: Türkiye haddini, kendine çizilen sınırları aşıyormuş! Mavi Vatan adını verdiğimiz ülkemizi çepeçevre kuşatan denizlerde eskisi gibi söz sahibi olamıyorlarmış.

Ermenistan da Cumhur ittifakını istemiyor zira o da bu ittifak iktidardayken Azerbeycan’a eskisi gibi çökemiyormuş!

Yunanistan’ın kabusu olmuş Cumhur ittifakı. O da yerli üretim İHA’lardan SİHA’lardan, çıkarma gemilerinden, toplardan, füzelerden oldukça rahatsız olmuş gözüküyor. Türkiye’yi kendine tehdit olarak görüyor.

Cumhur İttifakı’nın seçim kazanmasını isteyen tek bir batılı devlet yok. Hepsi Türkiye’nin gelişmesi rahata, huzura kavuşması, zenginleşmesi, güçlenmesinin engellenmesi için muhalefetin kazanmasını istiyor.

Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki ayrılıkçılar da Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanmasını istemiyor Özgür Kürdistan devleti kurulmasının önündeki en büyük engel Cumhur ittifakıymış.

Avrupa, Amerika gazeteleri, dergileri önümüzdeki seçim için “yüzyılın seçimi” diyor. Doğu Akdeniz de ve Ortadoğu da bu seçimin sonucuna göre çok değişim olacakmış. Seçimi Cumhur İttifakı kazanırsa Türkiye sınırını ve haddini aşmaya devam edip genişlemeye devam edecek, aynı seçimi muhalefet kazanırsa Türkiye kendi kabuğuna çekilip dert olmaktan çıkacakmış.

Batının huzuru için kendi huzurumuzdan vaz mı geçelim?

Bırakalım güney sınırımızdan bize füze atsınlar, kurşun sıksınlar!..

Bırakalım Ege ve Akdeniz’i onlara, biz sahillerde denize girip piknik yapalım açıklarda onlar doğalgaz ve petrol arasınlar!

Haddimizi ve sınırımızı aşmayalım. Eskisi gibi şehit cenazelerinde yas tutup “kahrolsun terörizm” sloganı atalım. Teröristler kanlı faaliyetini bitirip sınırı aşınca biz aynı sınırı ve haddimizi aşıp peşlerinden gitmeyelim istiyorlar.

Yurtta sulh cihanda sulh olması için savaşa da hazırlıklı olmalıyız ki yurdumuzun ve cihanın sulhunu barışını bozmasınlar, bozmaya cesaret cüret edemesinler. Bu ülke ne seçimler gördü ama hiçbir seçim de muhalefet ve dış dünya bu kadar birlik olmadı.

Bu birlikteliğin ve güç birliklerinin iki sebebi var. Birinci sebebi Türk Halkının huzurunu, refahını, gelişmesini istememeleri ya da Türkiye’nin ve Türk Halkının sınırını ve haddini aşmaması.

Ya savunmada kalacağız ya da saldıracağız.

Savunmada kalırsak onların verdiği silahlar ve kurşunlarla kurşunumuz bitene kadar savaşacağız. Saldırırsak kendi ürettiğimiz silahlar ve mermilerle kendilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımayan dış düşmanlarla Türkleri bir kez daha tanıştıracağız.

Savaşmak, kurşun sıkmak deyince abarttığımı düşünebilirsiniz. Ama abartmadığımı anlamanız için komşularımıza bakmanızı öneririm.

Bakın Suriye’ye, bakın Irak’a, bakın İran’a hangi birinde çatışma yok, hangi birinde sulh, barış, huzur var?

Seçimlerde muhalefete destek vereceğiz diyen batı dünyası komşularımızı istediği kıvama getirdi ama bize bir türlü diz çöktüremedi.

Ekonomik ambargolar fayda etmedi.

Darbe girişimi sonuçsuz kaldı çözüm olmadı.

İktidarı yasadışı yollarla indiremeyen Batı dünyası şimdi demokratik yoldan son çare olarak seçimle iktidarı devirmek istiyor.

14 Mayıs’a 1 hafta kaldı. 14 Mayıs seçimin de geçimimizin iyi olup olmadığını oylamayacağız. 14 Mayıs’ta, 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılın da süper lige katılıp katılamayacağını oylayacağız.

14 Mayıs seçimi Türkiye’nin Süper lige yükselme maçı.

Seçim bizim, seçim sizin! Tercihinizi yapın.

Ya haddimizi, sınırımızı aşacağız ya da kabuğumuza çekilip hücumu bırakıp savunmaya geçeceğiz.

Ya oyun kurucu olacağız ya da üzerimize oynanan oyunlara seyirci kalacağız.

Ya TÜRK olarak dünyaya kafa tutmaya devam edeceğiz, ya da ceket ilikleyeceğiz…

Tercih SENİN halkım…

Sevgilerimle…

Kemal ERBEN

Gazeteci