EĞİRDİR’İ BİTKİSEL HAYATA MAHKUM EDEN GÖLETLERDEN KAN NAKLİ, CAN NAKLİ YAPMAYA NE DERSİNİZ?
EĞİRDİR’İ BİTKİSEL HAYATA MAHKUM EDEN GÖLETLERDEN KAN NAKLİ, CAN NAKLİ YAPMAYA NE DERSİNİZ?

Son zamanlarda Eğirdirli olan olan olmayan herkesin dilinde göl var değil mi? Bazımız bu nadide doğal güzelliğin sessizce çekip gidişine gözü yaşlı bakarken, bazıları var ki olsa da olur olmasa da olur düşüncesini söylemekten bile haya duymamakta. Bazıları ise doğal olarak rızkının peşinde başta elma olmak üzere meyve ağaçlarının al ve akyuvarlarının kangren oluşuna elbette üzülecek değil mi? Her gidiş, her veda akabinde hüzün barındırır.
Aslında Eğirdir Gölü sadece Isparta’nın değil ülkenin göz bebeği. Yıllardır alarm veren, boynunu eğen, çığlık atan gölün kurumayacağını, bu kadar devasa bir su kütlesini kullanmakla bitmeyeceği savunan onlarca insan tanımışızdır. Bunun yanında son anlarını yaşayan, adeta sekeretta olan gölün kurumasına karşı bir an önce önlem alınması yönünde yapılan açıklamaların oldukça fazla olduğunu hepimiz takip etmekteyiz. Göl kurumasın. Hüzün çökmesin Eğirdir’e.
Sağlıksız beslenmeye hatta açlığa mahkum edilen Eğirdir Gölü, küresel ısınma altında mama ve serumla hayatta tutulmaya çalışılan bir yatalak hasta görünümünde değil mi? Gıdasız kalan, kar sularının lezzetinden mahrum bırakılan göl nasıl ayağa kalkabilir ki? Kapalı ceza evine dönüşmüş olan göl, bir an önce etrafındaki havzalarla açık görüşe çıkmalı ve gerekli gıdayı almalıdır. Etrafındaki küçüklü büyüklü yapılan barajlarda su depolanmaya devam edildikçe damarları kuruyacak, her geçen gün zayıflayacak ve açlığa mahkum edilmişliğin sonu maalesef ölüm olacaktır. Göl kurumasın. Yas tutmasın Eğirdir.
Yaratandan insanlara, hayvanlara ve nebatata armağan edilen Göl, insan gücü ile ölür ama insan tarafından doldurulamaz iddiasındayım. Hiçbir ameliyat, hiçbir serum ona fayda etmeyecektir. İki çare var aslında. Biri Kara denizin dağlarından gürül gürül ve denize boşa akan suların Anadolu’ya akıtılması diğeri ise insanların şöyle bir kendini tartıp, ellerini nedametle Allah’tan bereketli yağmur ve kar dilemesinde saklı kanaatindeyim.
Bu duruma en çok insan üzüldü zannediyoruz değil mi?
Ya kuşlar...
Ya balıklar...
Ya ağaçlar...
Ya çöle dönen toprak...
Haydi, size bir öneri: EĞİRDİR’İ BİTKİSEL HAYATA MAHKUM EDEN GÖLETLERDEN KAN NAKLİ, CAN NAKLİ YAPMAYA NE DERSİNİZ?
İşte o zaman:
Kuşlar sevinecek
Balıklar, yengeçler sevinecek
Ağaçlar sevinecek
Çöle dönen toprak sevinecek
Velhasılı İnsan insanı sevindirecek
Bencilliği bırakan insanı Yaratan SEVİNDİRECEK.
Abdullah ALTUNKUP
Eğirdir Ses Gazetesi Yazarı