CEVAPLAYAMADIĞIM SORULAR

Aklımda binlerce soru var ve benim bir tanesini bile cevaplamaya mecalim yok. 
Cevaplamaya cesaret eden olmaz da ben yine de sormak isterim. 
Sizce hangi konudan, kimlerden ve nereden bahsediyorum?
Sadece bunların cevabını yazabilirim.
Kahraman Maraş’tan Hatay’a uzanan feryattan, feryat edenlerden ve enkaz yüreklerden diyerek zorda olsa bağladım cümlemi. Şuan kaburgalarımın üzerine Bilal-i Habeşliye eziyet veren o kaça taş var sanki üzerimde.
Sürçü lisan edersem ofla. 
Ayazda terler mi insan? 
Gözyaşı toprağa değmeden donarken yürekten buhar nasıl çıkar anlatır mısın?
Cennete yolcuya ağlanır mı diye kendime sorduğum soruya soruyla cevap vermek nasıl bir duygu diye sorarsan eğer şöyle derdim: acaba ben kendime mi ağlıyordum?
Mezarlıklarda ölüm kokarken gül bahçesinde gül koklar gibi durur mu insan? 
Hasat mevsimi de değildi ki gözyaşları terle neden harmanlansın? 
Molozlar kalkar da ya yüreklerdeki enkazlar?  
Biz bölüşmeyi öğrenelim diye mi bölündü yollar ve dağlar? 
Kimsesiz kalan genç kız, beni kimsesizler mezarlığına gömerler mi dedin ya bilmiyorum desem darılmazsın değil mi? 
Annem, merak etme mezarlığa damla damla akan gözyaşlarımdan bana da kaldı mı dedin ya kaç litre ya da kaç ton kaldı desen ne güzel olurdu değil mi? 
Yüreğim buz benim ısındığımı mı zannediyorsun diye boşuna mı söyledim?
Buz kesen yüreği alev alev yanan ateş ısıtır mı?
On beş sene gül kokladım devamını cennette koklayacağım diyen babanın teslimiyetini biri bana anlatabilir mi?
Zemheride yanar mı insan?
Nişanlısının mezarında isyan etmeden oluk oluk gözyaşı akıtan sevdalıya hayran kalmış mıdır kara toprak?
ANNESİNE SARILMIŞ MİNİK KIZ CENNET NASIL BİR YER?