10 Ocak 2024 - Çarşamba
YEDİ RENKLİ GÖL DEDİ Kİ: BANA MESCİ’NİN KEMAL’İ GETİRİN!
YEDİ RENKLİ GÖL DEDİ Kİ: BANA MESCİ’NİN KEMAL’İ GETİRİN!
Yazar - Abdullah ALTUNKUP
Okuma Süresi: 4 dk.
381 okunma
Abdullah ALTUNKUP
egirdirses@hotmail.com - 0533 9650481Bugün sağanak yağmura dalıp gitmişim. Yıllar birbirini kovaladı, ama geriye sararak. Bilmiyorum neden? Yıllar önce yedi renkli göle sabırla taş atmaya başlayan Mesçi’nin Kemal belirdi sığlaşmış gölün suyunda. Siz kaplamış gökyüzüne kendi kendime mırıldanma ihtiyacı hissettim. Sevda uğruna kendine yedi renkli gölü âşık eden adam! Kemal gelse, gölün küskünlüğü gider mi ki acaba diye peşi sıra sorular sordum kendime. Kim bilir? Özlem karşılıklı olunca göl bir süre ağlamış ve göz pınarı kurumuş olmalı gibi bir tez koydum ortaya. Bazı sevdalara mesafe yaramaz kanaatindeyim. Şimdi göle soralım: Mesçi’nin Kemal’i özledin mi? Öyle bir ağlar ki yola taşar gözyaşlarından sızan damlalar derya olur belki de. Madalyonu ters çevirip şimdi de Kemal’e soralım: göle taş atmak mı, yoksa şimdi kaldığın yer mi? Eminim yalın ayak koşa koşa gelir ve soluğu her zamanki yerinde alırdı.
Neden göle taş atıyorsun dendiğinde: -Ben, göle taş atmazsam rüzgâr esmez, yağmur yağmaz dediğini kendinden duymasam da ikinci bir ağızdan dinlemişliğim var. Hiç düşündünüz mü? Belki de göl, dostunu özlemiştir. Dostu, gölü kesin özlemişti. Bir Pazar sabahı gelse, tatil falan dinlemez tebessümle koşa koşa gider gölüne.
Hatırladınız mı, bilmiyorum. Birkaç ay önce gelmişti. O an hiç aklıma gelmedi göl keyiflendi mi diye. Fark eden varsa anlatı versin. Dinlerim saatlerce. Sanki aylardır yağmur görmeyen göl kısa da olsa yağmur mu görmüştü, gerçekten hatırlayamadım. Fotoğraftan da olsa şuna oldukça eminim. Eğirdir’e gelen Mesçi’nin Kemal’in gözleri ışıl ışıldı. Onun gözlerindeki parıltıyı gölün hissetmemesi imkânsız diye düşünüyorum. Acaba diyorum, acaba! Mesçi’nin Kemal geri dönse yedi renklim çekilmekten vaz geçer mi? Bir düşünün, ya gölü kurtarmak, sevdalıları kavuşturmak kadar kolaysa? Benim aklıma gelen çözüm bu. Varsa sizin bir fikriniz, söylemekten çekinmeyin. Gölün hayat öpücüğüne gerçekten ihtiyacı var. Ben şunu bilir şunu söylerim. Ayrılık kor gibi düşünce yüreğe; yakar gider kum yığını çöl gibi, yalnız kalan gölü de. Gitme yedi renklim, sana taş atarak gülümseme de en yakın bir yerinden hep izlemeye devam edecek. Dayan biraz, en azından bir Pazar sabahı yedi rengin, martıların, yakamozun ve arkasından dalgalarınla el sallayarak uğurlayana kadar sabret. Göle Mesçi’nin Kemal yakışır, Mesçi’nin Kemal’e ise göl. Ha son bir tavsiye: Nasrettin Hoca geliverdi aklıma. Göle maya çalıp, yoğurt yapamazsak da bu seneden sonra göle taş atma festivali yapalım. Belki gölün küskünlüğü gider. Gitmekten vaz geçer. Ne dersiniz? Her mizah, biraz gerçeklik hissettirir mi?
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları